Başkan Vahap Seçer, 9 bin yıllık Kültürel Miras Yumuktepe Höyüğü’nde incelemelerde bulunarak Büyükşehir Belediyesi tarafından höyükte yapımı devam eden Arkeopark projesi hakkında ekiplerden bilgi aldı. Höyük içerisinde inşası devam eden Huğ Evi de gezen Seçer, evin ilk sıvasını atarak tarihe bir iz bıraktı.
Hayata geçirdiği projelerle Mersin’i bir taraftan geleceğin yıldızı kentler arasına hazırlayan Mersin Büyükşehir Belediyesi, diğer taraftan da tarihi değerleri koruyan ve sahip çıkan projelerle geçmişin izlerinin geleceğe taşınmasını sağlıyor.
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, 9 bin yıllık tarihe sahip ve farklı uygarlıkların izlerini taşıyan Yumuktepe Höyüğü’nde incelemelerde bulundu. Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımı devam eden Arkeopark projesi ile ilgili teknik ekipten bilgi alan Başkan Seçer, alan içerisinde yapılan Huğ Ev’in de ilk sıvasını atarak tarihi ve kültürel mirasa sahip alana iz bıraktı.
İnceleme sonrası açıklamalarda bulunan Başkan Seçer, “9 bin yıllık bir tarih üzerindeyiz, Yumuktepe’deyiz. Mersin’in göbeğinde, 9 bin yıllık tarihi, bu süreç içerisindeki medeniyetleri görme, tanıma fırsatı buluyoruz. 1937’den beri yapılan arkeolojik çalışmalarda şimdiye kadar 33 katman tespit edilmiş. Mersin hinterlantı, medeniyetlere ev sahipliği yapmış, insanlık tarihinin birikiminin yoğun olduğu bir bölge” dedi.
Yumuktepe’de Mersin’e kazandırılacak önemli çalışmalar yaptıklarına dikkat çeken Başkan Seçer, “Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin bir alanı, mülkiyeti ama 1. derecede sit alanı ve Turizm Bakanlığı’nın uhdesinde. Bu konuda uzunca süredir çalışmalar yapıldı. Burası bir Arkeopark oluyor. Mersin’e kazandırılabilecek çok değerli bir çalışma yapılıyor. Şu anda öncelikli olarak etrafı toparlıyoruz. Çünkü burada arkeolojik çalışmalar yapılıyor ama çok zor koşullarda yapılıyor” diye konuştu.
Alan içerisinde vatandaşlara sunulacak Huğ Ev’den de söz eden Seçer, “Çamurdan, samandan yapılan, eski uygarlıklar döneminde bir yaşam alanı olarak kullanılan bir ev vardı. Şimdi oranın yapımı gerçekleştiriliyor. Tabi ki çok tahrip olmuştu, rekonstrüksiyonu yapılıyor. Ardından da kamışlarla eski dönemlerde olduğu gibi duvarları yapılıyor. Ben de bir katkı sundum, sıva çalışmasına katıldım” ifadelerine yer verdi.
Yumuktepe Höyüğü’nü Mersin halkının ziyaretine açmak ve tarihi değerleri gün yüzüne çıkarmak istediklerini belirten Seçer, bu anlamda gerçekleştirdikleri çalışmalara süratle devam ettiklerini söyleyerek, “Burası, bittiği zaman halka açık, çok güzel bir alan olacak. Burada çocuklarımıza tarihi anlatma fırsatı bulacağız. Elde edilen bulgularla, burası üzerinden değerlendirmeler ve geriye dönük tespitler yapmak mümkün olacak. Bu bölgede her nokta tarih. Yeter ki bunun değerinin, kıymetinin farkında olan toplumlar yaşasın. Biz de belediye olarak bu bilinç ve anlayışta bir yönetimiz. Tarihi değerlerimizi koruyalım istiyoruz. Onları gün yüzüne çıkaralım, insanlığın hizmetine ve bilincine sunalım. Bu çalışmaları da sürdüreceğiz” dedi.
Büyükşehir tarafından alanda gerçekleştirilen çalışmalar hakkında da bilgi veren Başkan Seçer, “Şu anda çevre düzenlemesi yapılıyor. Bu sınırları oluşturan bölgelerde bir güvenlik duvarı yoktu, tahrip olmuştu. Şimdi bunlar yenileniyor. Ziyaretçilerin girişini mümkün kılacak alanlar, vatandaşların yüksek bölgelere rahatça çıkacağı merdivenler yapılıyor. Daha sonra da arkeolojik çalışma yapılan alanın üstü kapatılacak. Bulguların sergilenmesine yönelik alanlar yapılacak. Bunu da çok kısa bir süre içerisinde vatandaşlarımızın hizmetine sunacağız” diyerek sözlerini tamamladı.
Dünyada tarımın ilk yapıldığı yerlerden biri olan 9 bin yıllık Kültürel Miras Yumuktepe Höyüğü, Mersin’in Akdeniz ilçesine bağlı Demirtaş Mahallesi’nde bulunuyor. Höyükteki kazılar ilk olarak 1937’de başladı. Günümüze kadarki süreçte 9 bin yıllık uygarlık mirasını ve kültürel gelişimi sergileyen 33 katman tespit edildi. Kazı çalışmalarında tarımsal faaliyetin Neolitik döneme uzandığının gösteren yabani buğday, mercimek, bezelye; orak ve benzeri taş aletler ortaya çıkarıldı. Höyük, Suriye-Mezopotamya topluluklarının Akdeniz havzasıyla ve İç Anadolu’yla ilişkisini deniz ve kara yoluyla Yumuktepe üzerinden kurmasıyla da önemli bir kesişim noktası olma özelliği taşıyor.