Mersin Haber

Sessiz Çığlık: Bir Toplumun Kaybolan Tepkisi

Sessiz Çığlık: Bir Toplumun Kaybolan Tepkisi
Yayınlama: 20.10.2024
A+
A-

Bir toplum nasıl bu hale gelir? Eskiden sokaklar dolup taşar, her haksızlıkta sesler yükselirdi. Oysa bugün, etrafımıza baktığımızda derin bir sessizlik görüyoruz. Sinmiş bir toplumun sessizliği… Ne ekonominin dibe vurmasına, ne hayat pahalılığına, ne adaletsizliğe, ne sosyal çürümeye, ne mülteci krizine, ne de bebek katillerine ses çıkarabiliyoruz. Tecavüzcüler sokaklarda geziyor, adaletsizlik adaletmiş gibi sunuluyor ve bizler sadece izliyoruz. Ne oldu bize?

Ekonomideki çöküşe, durmadan gelen zamlara bakın. Eskiden bir küçük market alışverişi bile toplumun her kesiminde bir isyan sebebiyken, bugün kimse bu duruma tepki vermiyor. Ülke bir krizden diğerine sürüklenirken, zamlarla boğulurken, insanlar sessiz. Cebindeki parayla bir hafta nasıl geçineceğini düşünenlerin gözlerinde ne bir öfke, ne bir umut var. “Alıştık” diyoruz, “yapacak bir şey yok” diyerek susuyoruz. Peki, bu kadar alışmak normal mi?

Adalet deseniz, artık adaleti ne kadar hissettiğimiz şüpheli. Kadına şiddet, çocuk istismarı, tecavüz, cinayet haberleri her gün karşımıza çıkıyor. Failler ya cezasız kalıyor ya da göstermelik cezalarla toplumun vicdanı susturuluyor. Adaletsizliğin bu kadar derinleştiği bir dönemde bile tepkisiziz. Sosyal medyada birkaç paylaşım, birkaç cılız tepki, ama gerçek anlamda bir ses yok. Suçluların, bebek katillerinin, istismarcıların serbest bırakıldığı bir sistemde bile sinmiş durumdayız.

Sosyal çürüme, toplumsal değerlerin yerle bir olması… Eskiden aile bağları, toplumsal dayanışma vardı. Bugün, bireycilik öne çıkmış, herkes kendi derdinde. Toplum olarak birbirimizden uzaklaşmış, kayıtsız hale gelmişiz. Sokakta bir haksızlığa tanık olsak bile müdahale etmeye korkuyoruz. Yolda yanımızda yürüyen insanla bile aramızda kocaman bir mesafe var. Bu mesafe büyüdükçe, toplum olarak içimize kapanıyoruz.

Mülteci sorunları ise sadece bir başka örnek. Kontrolsüz bir şekilde artan mülteci nüfusu, ülkede büyük bir demografik değişime neden oldu. Bunun yarattığı ekonomik ve sosyal yük ortadayken, yine de bir tepki vermiyoruz. Ses çıkarmayan, bir şekilde bu sorunu da kabullenen bir toplum olduk. Oysa bu sorunlar başta dile getirilip çözüm aransaydı, bugün bu kadar derinleşmezdi.

Sessizliğimiz, kabullenişimiz, sinmişliğimiz, bizi daha da güçsüz yapıyor. Bir toplum ne zaman bu kadar tepkisiz hale gelir? Belki de çok uzun süredir üzerimize yağan baskılardan, belki de gelecek umudumuzu yitirdiğimizden… Ancak bir şey çok net: Sinmiş bir toplumun, kendi geleceğini tayin edebilmesi mümkün değildir. Sustukça, bu sessizlik daha da derinleşecek. Tepkisiz kaldıkça, yarınlarımız daha da belirsiz olacak.

Bu sessizlikten çıkmanın bir yolu var mı? Elbette var. Ama önce, sinmişliğimizi kabul etmeliyiz. Toplum olarak yeniden birbirimize güvenmeyi öğrenmeliyiz. Sorunlar karşısında sessiz kalmak yerine, çözüm için bir araya gelmeliyiz. Unutmayalım, bir toplumun en büyük gücü birlikteliğidir. Bu sessizliği ancak birlikte aşabiliriz. Çünkü sessiz kalmak, bir seçenek değildir.

Mersinin nabzını tutan en güncel haber sitesidir. Yerel siyasetten ekonomiye, kültürden spora tüm gelişmeler Mersin Odak Haber'de - Mersin Haberleri
    Bir Yorum Yazın


    Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

    Henüz yorum yapılmamış.