Toroslar Belediye Başkanı Abdurrahman Yıldız, belediye önünde eylem yapan ve kendilerine pazarcı diyen kişilerin “çıkar şebekesi” olduğunu söyledi ve “Pazaryerleri Toroslar halkının malıdır. Hiç kimse Toroslar Belediyesinin mülkleri üzerinde tasarruf sahibi olamaz, hiç kimse Toroslar Belediyesinin mülkleri üzerinden kişisel çıkar elde edemez” dedi. Yıldız, Güneykent pazaryerinin cumartesi günleri meyve sebze satan pazarcı esnafı tarafından pazartesi günleri de kıyafet satan esnaf tarafından kullanılacağını söyledi.
Toroslar Belediye Başkanı Abdurrahman Yıldız, Güneykent kapalı pazar alanını cumartesi günleri kullanan ve meyve sebze satan esnafın bu faaliyetine devam edeceğini, haftanın 6 günü boş olan pazaryerinin sadece pazartesi günleri kıyafet ve tekstil ürünleri satan esnafa tahsis edileceğini söyledi.
Başkan Abdurrahman Yıldız, belediye önünde eylem yapan ve kamuoyuna yanlış bilgi veren grubun iddialarına yanıt verdi ve kamuoyuna gerçekleri açıkladı. Başkan Yıldız’ın açıklaması şu şekilde: “Belediye başkanı seçildiğimiz günden beri bir konuda çok hassas davrandığımızı defaten anlattım. Gerek ikili sohbetlerde anlattım, gerek meclis toplantılarında anlattım. Gerekse halkla yaptığımız muhtelif buluşmalarda. Önem verdiğim şeyin altını çizdiğim şeyin altını bir kez daha şimdi çizmek istiyorum. Toros’un ne kadar malı mülkü varsa, ne kadar bütçesi varsa, ne kadar değeri varsa, bunların tamamının 350 bin Toroslu’nun olduğunu defalarca söyledim. Bir kez daha söylemeye devam edeceğim. Bundan sonra da söyleyeceğim de her daim sözümün arkasında duracağım.” dedi.
“Bugün maalesef makus bir olay yaşadık. Kendilerinin pazarcı olduğunu iddia eden kırk elli kişilik bir grup sözde belediyemizi ve belediye başkanlığımızı protesto ediyorlar. Nedenini anlamaya çalıştım. Çünkü ben zaten günlerdir, haftalardır kendileriyle konuşuyorum. Ne yapmaya çalıştığımızı kendilerine anlatıyorum fakat öyle garip bir hale gelmiş ki Toroslar Belediyesi’nin bir kısım ilişkileri, çıkar şebekeleri maalesef bizi anlamamakta ısrar ediyorlar. Ama biz kendimizi anlatıncaya kadar Toros halkının derdini anlatıncaya kadar Toros’un neyi varsa bunun tamamının 350 bin Toroslu’nun mülkü olduğunu anlatıncaya kadar ve onlar bizi anlayıncaya kadar biz usanmadan, bıkmadan anlatmaya devam edeceğiz.
“Şimdi Toroslar Belediyesi’nde 22 tane pazar kuruluyor. Bu pazarlardan on iki tanesi kapalı, on tanesi de açık pazar şeklinde kuruluyor. Bu pazarlarda kurulu binin üzerinde esnaf arkadaşımız hizmet veriyor. Ve bunların bağlı oldukları bir oda var. Malumunuz pazarlar her mahallemizde haftada bir kez kuruluyor. Kapalı pazarlarımız özellikle sadece haftanın bir günü işlev görüyor ve bu pazarların mülkiyeti Toros halkına ait. Torosların mülkiyeti bu pazarların tamamı. Bu kapalı pazarlarımızdan bir tanesi sadece Cumartesi günleri pazarcılar odasına bağlı bir kısım hemşehirmiz Pazar kuruyor. Onun dışında diğer 6 gün diğer pazarlarımızda olduğu gibi Güneykent Pazarımızda da pazarımız boş geçiyor. Biz buraları değerlendirmek istediğimiz beyan ettik ve bir kısım hemşehrimiz, yurtttaşımız, ticaret yapan yurttaşımız pazarları değerlendirebileceklerini, bu çerçevede belediyede bir kaynak oluşturulabileceğine ilişkin bize fikirler verdiler ve cumartesi günü kurulan Güneykent pazarına haftada bir gün pazartesi olmak üzere bir kısım arkadaşlarımız gelip giyim kuşam ve konfeksiyon malzemeleri satmak üzere talip oldular.
Biz de ilgili arkadaşlarımızla bir sözleşme yaptık. Ve pazartesi günleri burada pazarların açılmasının doğru olacağını hem halkımıza ucuz kıyafet temin edileceği için ciddi bir hizmet olacağını hem de belediyemizin kasasına oradan ciddi bir kaynak geleceği için bunun bizim için önemli olduğunu Pazarcılar Odası’nın yönetimine de anlattık. Fakat dediğim gibi Toroslar Belediyesi maalesef çıkar şebekeleri tarafından kuşatılmış durumda. Biz nereye elimizi atsak, hangi çıkar şebekesini olduğu yerden çıkarsak onların hükmettikleri ellerinin altında bulunduğu kişisel menfaatleri için kullandıkları yerleri halkın kullanımına ne zaman açmaya çalışsak mutlaka karşımıza bir şebeke grup çıkıyor ve bir şeyler söyleyip bağırıp çağırmaya başlıyorlar.”
“Pazarcı olmadığını bildiğim bir kısım arkadaşımız burada belli ki kendi çıkarlarına müdahale edildiği için ses çıkartmaya başladılar, bağırmaya başladılar ve ne hikmetse saat on birden bu yana da bu arkadaşları buradan kimse gönderemiyor bu arkadaşlar buradan gitmiyorlar. Eylemlerine, kendilerince isimlerine eylem dedikleri şeye devam ediyorlar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar. Toros halkımızın, hemşehrilerimzin, komşularımızın müsterih olmasını istiyorum. Hiç canınızı sıkmayın. Toroslarda işler yoluna girecek. Toros halkının bütün malı mülkü Toros’un hizmetine girinceye kadar bu kardeşiniz bu kavgaları vermeye devam edecek.
Öyle ya da böyle biz bir biçimde Toros’un bütün mülkünü Toroslar Belediyesinin hizmetine alacağız ve buradan da halkımızın hizmetine sokacağız. Hiç kimse Toroslar Belediyesi’nin mülkleri üzerinden tasarruf sahibi olamaz. Hiç kimse Toroslar Belediyesi’nin mülkleri üzerinden kendilerine kişisel kazanç elde edemez. Bunu geldiğimiz gün söyledik. Kim ne kadar bağırır, çağırırsa bağırsın, çağırsın. En nihayetinde biz buradayız, görevimizin başındayız ve görevimizi bildiğimiz şekliyle, inandığımız şekliyle sonuna kadar yapmaya da devam edeceğiz. Yani biz kuru gürültüye pabuç bırakacak insanlar değiliz. Söylenmişti daha evvelden.
Yine söylüyoruz biz o duvarı çoktan aştık. Onun için kimse burada boşu boşuna gürültü yapıp milleti de rahatsız etmesin. Bunlar burada bir hak arama için filan burada değiller. Tamamen kendi küçük çıkarları için buradalar. Bu işin arka planını zaten bilen herkes biliyor. Dediğim gibi pazarlar Toros halkınındır. Pazarların mülkü Toros halkınındır. En nihayetinde Toros halkının çıkarı için kullanılacaktır. Ve ben burada olduğum müddetçe de böyle devam edecektir.”