Mersin’in halk dansları ve yoğurdu ile ünlü ilçesi Silifke 1993 senesinde beldeden ilçeye dönüştürüldü. Silifke, Toros Dağları’nın yamacında, Göksu Nehri Deltası’nın başlangıcında, sahile 5 kilometre uzaklıkta, D400 Mersin-Antalya Karayolu ile Konya Karayolu’nun birleştiği noktada yer almaktadır.
Silifke’nin doğusunda Erdemli, batısında Mut ve Gülnar, kuzeyinde Karaman ve Ereğli, güneyinde ise Akdeniz bulunmaktadır. Göksu Nehri, Silifke ilçe merkezinin içerisinden geçmektedir. Silifke aynı zamanda Akdeniz Sahil Yolu’nun da üzerinde yer almaktadır. İlçe turizmin yanı sıra tarım ve hayvancılıkta da kendisini geliştirmiş bir yerleşim yerdir.
Silifke ilçesi %89’u dağlık, %11’i ovalık olmak üzere 2943 kilometrekarelik yüzölçümü ile il yüzölçümünün %18’ini kapsamaktadır.
Kıyı kesiminde tipik Akdeniz ikliminin hakim olduğu ilçede yazlar sıcak ve kurak; kışlar ılık ve yağışlıdır. Sahilden iç kesimlere doğru yükseldikçe iklim değişmekte, yazlar serin; kışlar ise soğuk ve kar yağışlı geçmektedir.
Silifke, ülkemizin en güneyinde yer alan ilçelerden biri olduğu için Türkiye’de ilk ve erken ürün elde ediminin sağlandığı sayılı yerlerden biridir. Bu özelliğinin yanı sıra Göksu Irmağı’nın zengin alüvyonlarla oluşturduğu büyük bir ovanın varlığı ile bu ova üzerinde yapılan tarımsal üretim, Silifke’yi tüm Akdeniz kıyısındaki yerleşimler arasında ayrıca öne çıkaran başlıca etkendir.
Silifke son yıllarda adını çilek ile daha çok duyurmaya başlamış ve ülkemiz çilek üretiminin büyük bölümünü tek başına sağlamayı başarmıştır.
Büyük İskender’in komutanlarından ve Suriye Krallığı’nın kurucusu Selefkos Nikator (İ.Ö. 312 – 281) Holmi şehrinin bu zayıf durumunu fırsat bilerek kolayca ele geçirmiş; halkını da kıyıdaki Holmi’den 12 km içeriye, bugünkü Silifke’nin bulunduğu yere nakledip yerleştirerek “Selefkos’un Şehri” anlamına gelen Seleukia kentini (İ.Ö. 300) kurmuştur. Bu, Selefkos’un kendi adına kurduğu 9 şehirden biri olup, varlığını ve yaşamını günümüze kadar sürdürebilmiş tek Seleukia şehridir.
Seleukia, Helenistik dönemde Selefkoslar ve Ptolomeos (Mısır) Krallıkları arasında sıkça el değiştirmiştir.
Başlangıçta Seleukia olan adı zamanla değişerek Silifke’ye dönüşmüştür.
Osmanlılar döneminde bazen sancak, bazen vilayet merkezi olmuştur. Kurtuluş Savaşı’ndan sonra İÇ-EL ili merkezi (1924 – 1933) olan Silifke, 1933’ten sonra İçel ilinin bir ilçesi durumuna getirilmiştir.
Temel tespitlerine göre Helenistik veya Erken Roma Dönemi’ne ait olduğu anlaşılan Silifke Kalesi, geçirdiği onarım ve değişiklikler sonucu bugün bir Orta Çağ kalesi görünümündedir. Silifke’ye hâkim, 185 metre yüksekliğinde bir tepe üzerinde yapılmış olan, etrafı kuru hendekle çevrili, oval biçimdeki kalenin içinde kemerli galeriler, su sarnıçları, depolar ve diğer yapı kalıntıları bulunmaktadır.
Ünlü gezgin Evliya Çelebi Seyahatname’sinde, XVII. yüzyılda Silifke Kalesi’nin 23 burcu olduğunu, içinde bir cami ve 60 ev bulunduğunu yazar. Ancak, burçların bir kısmı ve kalenin içi tamamen yıkık durumda olduğundan tam tespitini yapmak mümkün değildir. Kalede halen görülebilen 10 adet burç mevcuttur.
Mersin’in en önemli ve en iyi korunmuş tarihi kalıntılarına ev sahipliği yapan, Helenistik çağda Olba Krallığı’nın ibadet yeriydi. Uzuncaburç, MS 72’de İmparator Vespasianus döneminde, Olba’dan ayrılarak Diocaesarea (Tanrı-İmparator Kenti) adıyla özerk, kendi adına para basabilen bir siteye dönüşmüş.
Adam Kayalar, Mersin’in Erdemli ilçesinde Şeytan Deresi Kanyonu‘nun sarp yamaçlarında MÖ 1. ile 2. yüzyıllar arasında yapıldığı tahmin edilen büyük boyutlardaki insan kabartmaları. Türkiye’nin en önemli tarihi eserlerinden biri olan kabartma bölgesinde 11 erkek, 4 kadın, iki çocuk, bir dağ keçisi ve bir Roma Kartalı kabartması yer alıyor.
Silifke-Narlıkuyu yakınlarında bulunan, bir yeraltı deresinin yol açtığı erozyon sonucu tavan çökmesiyle meydana gelen iki büyük çukur. Cennet Çöküğü, elips biçiminde, derinliği 70 metre olan büyük bir mağara girişi ve bu mağaranın ağzında küçük bir kiliseden oluşuyor. 5. yüzyılda Paulus tarafından Meryem Ana’ya ithaf edilen kiliseye 450 basamakla iniliyor.
Kanlıdivane Ören Yeri ile Silifke ilçe merkezi arasında ortalama 48 km uzaklık bulunmaktadır. 30 metre genişliğinde büyük bir obruk çevresinde yer alan Kanlıdivane Ören Yeri’ni 10-15 TL ücret karşılığında gezebilirsiniz.
Silifke ilçesine 67 km mesafede bulunan Sebaste Antik Kenti, Erdemli ilçesinin en önemli tarihi yapılarından bir tanesidir. Milattan sonra 500’lü senelerde Bizans döneminde inşa edilmiş bir kiliseside kazılar sırasında mermerden bir mezar bulunmuştur. Sebaste Antik Kenti’ne ücretsiz olarak gezebilirsiniz.
Silifke’ye 63 km mesafede yer alan Karacaoğlan Şelalesi, Erdemli’nin Elvanlı Mahallesi sınırları içerisindedir. Şelale son dönemde ilçeyi ziyarete gelen pek çok turistin uğrak mekanları arasına girmiştir. Karacaoğlan Şelalesi’ne girmek için kişi başı 25-30 TL arasında bir ücret vermelisiniz.
Çağlayan Vadisi, Silifke ilçesine 56 km uzaklıkta yer almaktadır. Balıkçılık ve doğa sporları bakımından oldukça elverişli olan Çağlayan Vadisi’ne girmek için 25-30 arası bir ücret ödemeniz gerekmektedir.
Erdemli’nin Kızkalesi Mevkii’nde bulunan bu yapı, Silifke’ye 25 km uzaklıktadır. Deniz ortasında bir ada üzerinde yer alan Kızkalesi’ni gidebilmek için ilçe merkezinden hareket eden teknelere binmeniz gerekmektedir. Kızkalesi’ni ziyaret edebilmek için 20-30 TL arası tekne ücreti ve 10-15 TL arasında da giriş ücreti ödemeniz gerekmektedir.